Konjenital Kalp Hastalıkları, doğumdan önce veya doğum sırasında gelişen kalp anomalilerini ifade eder. Bu hastalıkların birçok farklı türü vardır ve bazıları ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
Günlük yaşamda konjenital kalp hastalığı olan kişiler bazı zorluklarla karşılaşabilirler. Bunlar arasında fiziksel kısıtlamalar, yorgunluk, solunum sıkıntısı, çarpıntı, ödem ve ağrı gibi belirtiler bulunabilir. Bunların hepsi günlük hayatın akışını engelleyebilir ve kişinin yaşam kalitesini düşürebilir.
Bu hastalıkla yaşayan kişilerin ayrıca doktor ziyaretlerinde daha sık olmaları ve ilaç kullanmaları gerekebilir. Bazı durumlarda, kalp cerrahisi gerekebilir. Tüm bunlar, kişinin yaşamını doğrudan etkileyebilir.
Bununla birlikte, konjenital kalp hastalığı olan birçok kişi, tedavileri ve yaşam tarzı değişiklikleri sayesinde sağlıklı bir şekilde yaşayabilirler. Bu nedenle, doğru tedavi ve bakım ile hayatlarının keyfini sürmeye devam edebilirler.
Konjenital kalp hastalıkları, kalp ve damar sisteminin doğum öncesinde veya doğum sırasında oluşan yapısal anomalileridir. Bu durum, kalbin normal işlevselliğini bozar ve doğuştan kalp hastalığı olarak adlandırılır.
Bu hastalık, doğumdan önceki haftalarda ve aylarda bebeğin kalp gelişimi sırasında oluşabileceği gibi, bazı yapısal bozukluklar da doğum sırasında meydana gelebilir. Kalbin normal işlevselliğini yerine getiremeyen bu bozukluklar, doğumdan sonra tıbbi bir müdahale gerektirebilir.
Konjenital kalp hastalıkları, birçok türü olan bir hastalık grubudur. Bu hastalık türleri arasında kalp kapakçıkları, kalp duvarları, büyük damarlar ve kalbin gelişimi sırasında digen yapıların oluşum problemleri yer alır. Hastalığın türüne göre belirtiler değişebilir.
Bu hastalık türleri arasında en sık görülenler; Ventriküler septal defekt, atriyal septal defekt, patent ductus arteriosus, pulmoner kapak stenozu ve aort stenozu gibi yapısal bozukluklar yer almaktadır.
Konjenital kalp hastalıkları, doğuştan gelen ve sayısız türü olan bir hastalık grubudur. Bununla birlikte, türüne ve şiddetine bağlı olarak bireylerin günlük yaşamda karşılaşacağı zorluklar da farklılık gösterir. Bu nedenle, hastalık türlerinin bilinmesi ve doğru bir teşhis için doktora başvurulması son derece önemlidir.
Konjenital kalp hastalıklarının nedenleri net bir şekilde bilinmemektedir. Ancak, bazı risk faktörleri bulunmaktadır. Genetik faktörler, anne karnındaki bebeklerde kalp anomalilerine neden olabilir. Aynı zamanda gebelik sırasında annenin yüksek tansiyonu, diyabeti ya da viral enfeksiyon gibi bazı sağlık sorunları da kalp anomalilerine yol açabilir.
Bununla birlikte, bazı kimyasalların da konjenital kalp hastalıklarına neden olabileceği bilinmektedir. Özellikle, çevresel kirlilik ve annenin gebelik sırasında sigara, alkol ve uyuşturucu kullanımı, bebeklerin kalp sağlığını ciddi şekilde etkileyebilir.
Ayrıca, birçok bilinmeyen faktör de konjenital kalp hastalıklarına neden olabilir. Bu nedenle, hamile kalmayı planlayan kadınlar aile öyküleri hakkında mutlaka doktorlarına bilgi vermelidirler. Bu, potansiyel risk faktörlerinin daha iyi değerlendirilmesine yardımcı olabilir.
Konjenital kalp hastalığı olan bireylerin hayatlarında karşılaştığı en önemli zorluk günlük aktivitelerdeki kısıtlamalar olabilir. Örneğin, bu kişiler fiziksel aktivitelerde sınırlama yaşayabilir ve yorucu egzersizleri yapamazlar. Ayrıca zorlu fiziksel aktiviteler, kalbin daha hızlı çalışmasına neden olabilir ve yağma tüketimini artırabilir. Bu nedenle, spor aktiviteleri sırasında bir doktorla veya uzmanla görüşmek önemlidir.
Konjenital kalp hastalığı olan kişilerin hayatlarında bazı diğer kısıtlamalar da bulunmaktadır. Bu hastalığın neden olduğu solunum zorluğu, kişilerin aktivitelerini sınırlayabilir ve genellikle sık sık mola vermeleri gerekebilir. Ayrıca, hastaların ilaç kullanımı veya düzenli muayene gerektiren özel tedavi gereksinimleri de mevcut olabilir.
Bu durumlar hastalığı olan kişiler için oldukça zorlu olsa da, bireylerin hastalıklarını yönetmelerinde yardımcı olacak önemli önlemler bulunmaktadır. Hastaların dinlenmeyi öğrenmeleri, düzenli sağlık kontrolleri yapmaları, sağlıklı besinler tüketmeleri ve düzenli egzersiz yapmaları gerekmektedir. Bu yöntemler, hastalığın etkilerini azaltarak günlük hayatta kısıtlamaları en aza indirir.
Sonuç olarak, konjenital kalp hastalığı hayatın her alanında zorluklar ve kısıtlamalar yaratan bir hastalıktır. Ancak, hastaların doktor tavsiyelerine uymaları, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeleri, düzenli kontroller yapmaları ve hastalığın sürecini yönetmeleri ile hayatlarını daha kolay hale getirebilirler.
Konjenital kalp hastalığı teşhisi konulduktan sonra, hastalığın seyrini belirleyebilecek ve sağlıklı bir yaşam sürdürmenizi sağlayacak birkaç önemli etken bulunmaktadır. İşte bu etkenler ve yapılması gerekenler:
Hastalıkla yaşamak zor olsa da, doğru önlemler ve tedavilerle kalp hastalığı olan kişilerin sağlıklı bir yaşam sürdürmeleri mümkündür. Bu nedenle, yukarıdaki önemli etkenler göz önünde bulundurularak hastalara düzenli olarak ilaç kullanımı, sağlıklı yaşam tarzı ve stres yönetimi önerilmektedir.
Konjenital kalp hastalıkları, doğuştan gelen kalp anomalileridir ve dünya genelinde her 1000 doğumdan 8'inde görülmektedir. Hastalığın tedavisi mümkün olsa da, günlük hayatta hastalığın getirdiği bazı kısıtlamalar olabilmektedir. Bu kısıtlamalara uyum sağlamak için hastaların öncelikli yapması gereken bazı şeyler vardır.
Öncelikle, doktorların belirlediği tedavi planına tam olarak uyulması gerekiyor. Düzenli olarak ilaçlarının alınması, diyet ve yaşam tarzı değişikliklerine uyum sağlamak, egzersiz yapmak ve düzenli doktor kontrollerine gitmek çok önemlidir. Bu şekilde hastalık kontrol altına alınabilecek ve sağlıklı bir yaşam sürdürülebilecektir.
Hastaların, hastalıklarının ön planda olduğu ve dikkat etmeleri gereken durumları belirlemesi gerekiyor. Örneğin, enfeksiyonlardan kaçınmak için hijyen kurallarına uymak, soğuk hava şartlarına karşı korunmak, yorgunluktan kaçınmak gibi durumlar hastalığın seyrini belirleyebilir.
Ayrıca, günlük hayatta yaratılan kısıtlamaları kabul edip, buna göre hareket etmek de önemlidir. Örneğin, aşırı egzersiz yapmaktan kaçınmak, ağır yemekler yememek, alkol ve sigaradan uzak durmak gibi. Özellikle ağır fiziksel aktivitelerin kalp sağlığına zarar verebileceği unutulmamalıdır.
Hastalığın getirdiği kısıtlamalara uyum sağlamak, hastaların sağlık durumunu kontrol altında tutmak ve sağlıklı bir yaşam sürdürmek için çok önemlidir. Bu sebeple hastaların doktor tavsiyelerine uyması ve belirli bir yaşam tarzı benimsemesi, hastalığın olası etkilerini minimize etmede büyük fayda sağlayacaktır.
Konjenital kalp hastalığı olan kişiler herhangi bir tıbbi müdahale veya ameliyat öncesinde doktorlarına mutlaka hastalıklarını bildirmelidirler. Ayrıca, hastalıkla ilgili bazı özel durumlarda, dikkat etmeleri gereken noktalar vardır.
Bunlardan biri spor yapmak. Konjenital kalp hastalığı olanlar spor yapmak istedikleri takdirde, öncelikle doktorlarına bu konuda danışmalıdırlar. Bazı durumlarda, spor yapmak hastalığı daha da kötüleştirebilir veya risklerin artmasına neden olabilir. Bu nedenle, doktor tavsiyeleri doğrultusunda, uygun spor türleri ve yoğunluğu seçilmelidir. Ayrıca, spor yaparken aşırı yorulmaktan kaçınılmalıdır.
Diğer bir özel durum ise hamilelik. Konjenital kalp hastaları hamile kalmayı planlıyorlarsa, önceden doktorlarıyla konuşmalıdırlar. Hamilelik, kalbin daha fazla çalışmasına neden olabileceği için, hastalık semptomları artabilir veya hatta riskler artabilir. Ancak, doktorların önerilerine uyulduğu takdirde, genellikle hamilelik normal şekilde devam edebilir.
Son olarak, konjenital kalp hastalarının özel durumlarda daha dikkatli olmaları gereken bir diğer konu da enfeksiyonlardır. Kalp hastalığı olan kişiler, enfeksiyonlara karşı daha hassas olabilirler ve enfeksiyonların hastalığın semptomlarını daha kötü hale getirebileceği veya işlev kaybına neden olabileceği için enfeksiyonlardan kaçınılmalıdır. Kişisel hijyen önlemlerinin yanı sıra, kalabalık ortamlardan kaçınmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek de enfeksiyon riskini azaltacaktır.
Spor yapmanın herkes için önemli olduğu bir gerçek. Ancak, konjenital kalp hastalığı olanlar spor yaparken daha dikkatli olmalıdır. Spor yaparken kalbin daha hızlı atması, kan basıncındaki değişimler ve oksijen ihtiyacındaki artış, bu hastalığı olan kişiler için daha büyük bir risk faktörü haline gelebilir. Bundan dolayı, spor yaparken dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.
İlk olarak, herhangi bir spor veya egzersiz programına başlamadan önce mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerekmektedir. Doktorunuza kalp hastalığınız hakkında bilgi vermeniz ve onun önerilerine uymak, spor yaparken daha güvenli olmanızı sağlayacaktır. Ayrıca, doktorunuzun belirlediği egzersiz sınırlamalarına uymanız da önemlidir.
Spor yaparken kalp atış hızınızı kontrol etmek de önemlidir. Kalp atış hızınızın maksimum seviyeye çıkmaması için doktorunuzun önerdiği sınırlar içinde kalmak gerekmektedir. Bunu yapmak için kalp atış hızınızı ölçebileceğiniz bir nabız saatine sahip olmanız faydalı olacaktır.
Spor yaparken yeterli miktarda su tüketmek de önemlidir. Dehidrasyon, kalbi zorlayarak kalp atış hızını ve kan basıncını artırabilir. Ayrıca, sıcak havalarda spor yaparken daha fazla su tüketmek gerekmektedir.
Hangi sporu yapıyor olursanız olun, uygun ekipman kullanmak önemlidir. Özellikle ayakkabıların uygun olması, ayak bileği ve ayak yaralanmalarını önlemenize yardımcı olabilir. Ayrıca, uygun ekipman kullanmak spor yaparken daha iyi hissetmenizi sağlayabilir.
Son olarak, spor sırasında kendinizi zorlamayın. Egzersiz sınırlarınızı aşmamak ve yorulduğunuzda dinlenmek, kalbinizi korumak için önemlidir. Egzersiz yapmanın amacı sağlıklı kalmak ve kalp sağlığınızı korumak olduğundan, kendinizi zorlamaya gerek yoktur.
Konjenital kalp hastalarının hamilelik dönemi birçok endişe yaratabilir. Hamilelik süreci, anne adayı kadar bebeği de etkiler. Bu süreçte kalp hastalığı olan annelerin doktor tavsiyelerine uyması son derece önemlidir.
Hamilelik sırasında kalp hastalığı olan kadınların dikkat etmesi gereken noktalar bulunur. Öncelikle doktorunuzun tavsiyelerine uymak ve düzenli olarak kontrollerinizi yaptırmak gerekir. Gebeliğin bazı dönemlerinde kalp hastaları daha fazla risk altında olabilirler, bu nedenle düzenli kontrol hem anne hem de bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır.
Bunun yanı sıra, hamilelik süresince dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da ilaç kullanımıdır. Hamilelik sırasında kullanılan ilaçların kalbe zarar vermemesi için doktor kontrolleri şarttır. İlaç dozajı ve kullanım süresi de doktorunuzun belirleyeceği şekilde uygulanmalıdır.
Hamilelikte kan akışındaki artış ve değişimler, kalp hastalarının bazı ilave semptomlar yaşamasına neden olabilir. Ancak bu semptomlar genellikle normaldir ve endişeyle karşılanmamalıdır. Yine de belirtiler arasında nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, çabuk yorulma gibi durumlar varsa mutlaka doktora başvurulmalıdır.
Hamilelik sırasında kalp hastalığı olan kadınların doğum sürecinde de özel bir yaklaşım görmesi gerektiğini belirtmek gerekir. Doğumun planlanması ve bir takım önlemler alınması gerekebilir. Bu nedenle, hamile kalp hastalarının doktorlarıyla sık sık iletişim halinde olmaları son derece önemlidir.
Konjenital kalp hastalığı olan bireylerin sağlıklı bir yaşam için yapabilecekleri yaşam tarzı değişiklikleri vardır. Bu değişiklikler, hastanın sağlığını korumaya yönelik olup hastalığın seyrini de etkileyebilir.
Beslenme: Sağlıklı beslenme, her birey için olduğu gibi konjenital kalp hastalığı olan bireyler için de önemlidir. İdeal beslenme için diyetisyen desteği almak önerilir. Diyetisyen, hastanın yaş, cinsiyet, boy-kilo oranı, hastalığın tipi ve seviyesi gibi faktörlere göre özel bir beslenme programı düzenler. Yüksek kalorili gıdaların tüketilmesi, fazla tuz kullanımı gibi beslenme alışkanlıklarından kaçınılması da önerilenler arasındadır.
Egzersiz: Düzenli egzersiz, kalp sağlığı için önemlidir. Ancak konjenital kalp hastalığı olan bireylerin egzersiz programları, hastalıklarının tipine ve şiddetine göre belirlenir. Spor yapmak önerilen bireylerde bile, doktorun tavsiyesi olmadan yapılan egzersizler zararlı olabilir.
Stres yönetimi: Stres, konjenital kalp hastalığı olan bireylerin hayatları üzerinde etkilidir. Stres yönetimi teknikleri, hastalığın seyrini etkileyebilir. Yoga, meditasyon, derin nefes alma egzersizleri, yürüyüş gibi teknikler, stres yönetiminde sıkça önerilenler arasındadır.
Bu yaşam tarzı değişiklikleri, sadece bireyin sağlığı açısından değil, aynı zamanda günlük hayatta yapabilecekleri aktiviteleri de artırmaları açısından faydalıdır. Ancak, bu değişikliklerin hastanın bireysel durumuna göre belirlenmesi ve doktorun tavsiyesiyle yapılması önerilir.
Konjenital kalp hastalığı olan kişilerin sağlıklı beslenme alışkanlıklarına özen göstermeleri oldukça önemlidir. Beslenme konusunda uzman olan diyetisyenler, hastaların özel durumlarına uygun tavsiyelerde bulunurlar.
Yüksek kalorili ve yağlı gıdaların tüketiminden kaçınmak, sağlıklı bir yaşamın temelidir. Bunun yerine, protein, lif, vitamin ve mineral açısından zengin gıdalar tercih edilmelidir. Özellikle balık, brokoli, lahana, ıspanak, karnabahar gibi sebzeler, tam tahıllı ekmekler, yumurta, az yağlı süt ve süt ürünleri tüketilebilir. Kırmızı et ve işlenmiş gıdaların tüketim ise, mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır.
Ayrıca, besinlerin pişirme yöntemi de oldukça önemlidir. Yağda kızartma gibi yüksek yağ içeren pişirme yöntemleri yerine, haşlama, buğulama veya fırında pişirme gibi daha sağlıklı seçenekler tercih edilmelidir.
Besin Grubu | Tüketilmesi Önerilen Miktar |
---|---|
Sebzeler | Günde 3-5 porsiyon |
Meyveler | Günde 2-3 porsiyon |
Tam Tahıllı Gıdalar | Günde 4-6 porsiyon |
Protein Kaynakları (Balık, Tavuk, Legümenler vb.) | Günde 1-2 porsiyon |
Az Yağlı Süt ve Süt Ürünleri | Günde 2-3 porsiyon |
Bunların yanı sıra, tuz ve şeker tüketimine de dikkat edilmelidir. Hazır gıdalardaki yüksek orandaki tuz ve şeker, kalp sağlığı açısından risk oluşturabilir. Tuz tüketimi 1,5 gramdan az, şeker tüketimi ise günde en fazla 25 gr olacak şekilde sınırlandırılmalıdır.
Konjenital kalp hastalığı olan kişilerin, sağlıklı beslenme programına uygun olarak düzenli aralıklarla öğünlerini planlamaları ve aç kalmamaları da önemlidir. Ayrıca, diyetisyen kontrolünde vitamin ve mineral takviyesi yapılması gerekebilir.
Egzersiz yapmak, kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmaya devam etmesini sağlayan önemli bir faktördür. Konjenital kalp hastalığı olanlar da egzersiz yapmaları gerektiğini unutmamalıdır. Tabii ki, yapılacak aktivite ve egzersizin türü doktor onayından geçmelidir. Örneğin, her sporcunun yapabileceği türde aktivitelerin bazıları konjenital kalp hastalığı olan bireyler için uygun değildir. Egzersiz seviyesi, kalp atış hızı, nabız ve kan basıncı seviyelerinin kontrolü konjenital kalp hastalığıyla yaşayan bir birey için önemlidir.
Hastalık nedeniyle aktivitelerini kısıtlayan kişiler, genellikle günlük olarak evde yapabilecekleri hafif egzersizlerle başlamalıdır. Buna, evde yürümek, yoga gibi aktiviteler örnek olarak verilebilir. Hatta branş sporlarından kaçınılması ya da belli bir seviyenin üzerinde egzersiz yapılmaması gerektiği konusunda bir uyarı bulunmaktadır.
Konjenital kalp hastalığı olan bireyler, egzersiz yaparken düzenli olarak nabız ve kan basıncı ölçümleri yapmalıdırlar. Eğer egzersiz sırasında rahatsızlık hissedilirse veya soluk almakta zorluk çekilirse, aktivite derhal sonlandırılmalıdır. Doktorun önerdiği ölçüler üzerinden, hastalığın seyrine ve seviyesine göre aktivite yapılmalıdır.
Egzersiz yaparken sıvı kaybı da söz konusu olduğundan, bireyler sık sık su içmeli ve sıvı kaybını dengelemeli ya da bir sporcunun yaptığı etkinliğe sıvı takviyesi yapabilirler. Ayrıca, sıcak havalarda yapılacak egzersizler, fiziksel çabayı daha zor hale getirebilir, bu nedenle bunun farkında olmak önemlidir.
Sonuç olarak, konjenital kalp hastalığı olan bireyler de egzersiz yapabilir, ancak doktor tarafından onaylanan belirli ölçüler dahilinde yapılması gerekmektedir. Kişinin yaşam tarzına uygun egzersiz türleri ve seviyeleri belirlenmeli, düzenli olarak nabız ve kan basıncı ölçümleri yapılmalıdır. Bu, kalp sağlığı açısından oldukça önemlidir ve hastalığın olumsuz etkilerini azaltabilir.
Stres, konjenital kalp hastalığı olan kişilerin hayatında büyük bir faktördür. Stresin kalp üzerindeki etkisi konjenital kalp hastalığı olan kişilerde daha da büyüktür. Stres hormonları kan dolaşımına salındığında, kan basıncı artar ve kalp ritmi bozulur. Bu nedenle, stres yönetimi önemlidir.
Stres yönetimi için ilk adım, günlük aktivitelerde değişiklik yapmaktır. Çok fazla iş yapmak yerine işleri daha küçük parçalara ayırmak, zaman yönetiminde yardımcı olabilir. Stresli durumlarda kendinize biraz zaman ayırmak ve gevşeme tekniklerini kullanmak, stres seviyenizi azaltmaya yardımcı olabilir.
Ayrıca, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmek de stres yönetiminde yardımcı olabilir. Sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve yeterli uyku almak, vücudunuzun stresle başa çıkmasına yardımcı olabilir.
Bir diğer önemli faktör ise yardım almaktır. Konjenital kalp hastalığı olan kişiler, stresi yönetmek için bir psikolog veya terapist gibi profesyonel yardım alabilirler. Ayrıca destek gruplarına katılmak, konjenital kalp hastalığı olan diğer insanlarla bağlantı kurmanıza ve stresle başa çıkmak için stratejileri paylaşmanıza yardımcı olabilir.
Stres yönetimi, konjenital kalp hastalığı olan kişilerin sağlıklarını korumalarına yardımcı olabilir. Bu nedenle, stresle başa çıkmak için gerekli önlemleri almak önemlidir. Kendinize zaman ayırın, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürün ve profesyonel yardım alın. Böylece, stresin kalbiniz üzerindeki etkisini azaltabilir ve hayatınızı daha sağlıklı hale getirebilirsiniz.
Konjenital kalp hastalıkları hakkında zaman zaman merak edilen birçok soru var. İşte en sık sorulan soruların yanıtları:
Bu hastalığa sahip olan kişilerin ömrü, hastalığın türü ve şiddeti ile ilgilidir. Ancak günümüzde alınan tedavi yöntemleri sayesinde, hastaların büyük çoğunluğu normal bir ömür sürebilir.
Evet, mümkün. Ancak öncelikle bir kardiyolog ile görüşülmesi ve gebelik esnasındaki risklerin belirlenmesi gerekiyor. Bunun yanı sıra, doğum esnasında da yeni riskler ortaya çıkabilir ve bu nedenle doğumun bir kardiyolog eşliğinde yapılması önerilir.
Her hastanın durumu farklı olduğu için, aktiviteler konusunda bir kardiyologla görüşülmesi önemlidir. Ancak genel olarak, hafif egzersiz ve yürüyüş gibi aktiviteler önerilirken, yorucu ve aşırı çaba gerektirebilecek sporlar önerilmez.
Hayır, önerilmez. Sigara tüm kalp hastalıkları için zararlıdır ve özellikle konjenital kalp hastalığı olan kişilerde daha yüksek risk faktörü oluşturabilir. Bu nedenle, sigara içilmemesi önerilir.
Evet, mümkün. Ancak önce bir kardiyolog ile konuşulması ve risklerin belirlenmesi gerekiyor. Bebeğin anne karnındaki sağlık takibi de oldukça önemlidir.
Bunlar sadece bazı sorular ve yanıtlarıdır. Konjenital kalp hastalığı hakkında merak ettiğiniz herhangi bir soru için bir kardiyologa danışmanız önerilir.
Aritmi ve Yoga, kalp atış düzensizliği ve stresi azaltabilen egzersizlerden oluşan bir kombinasyondur. Bu uygulama kalp sağlığınızı geliştirerek kanser, yüksek tansiyon, diyabet gibi hastalıkların önlenmesine yardımcı olabilir. Aritmi ile mücadele edenler için Yoga, sağlıklı bir yaşam için idealdir. …
Koronavirüse karşı alınan önlemler bir yana, yaz ayları kalp hastaları için de önem taşıyor. Sıcak hava koroner arter hastalığına yakalanma riskini artırabilir. Ancak, doğru önlemlerle bu risk en aza indirilebilir. Bu yazımızda, koroner arter hastalığı olanların sıcak hava etkilerinden ve nasıl korunabileceklerinden bahsettik. …
Kalp kapak hastalıkları ile mücadele ederken stres yönetimi oldukça önemlidir. Bu kitap, kalp hastaları için stres azaltıcı teknikler ve stratejiler sunar. Kendinize ve kalbinize iyi bakın! …